İdare Hukukunun Doğuşu
İdare Hukuku ve Kamu Hukuku
İdare hukuku, kamu ve özel hukukun birbirinden ayrılmasıyla oluşan bir durumdur. Önceleri hukuk tekti. Bireylerin birbirleriyle nasıl ilişkileri olacağını ve bunları düzenleyen bir alandı. Zamanla hukukun farklı dalları oluşmaya başladı. Tabii ki bu ihtiyaçlara cevap verir nitelikte oluşan dallardır. Mülkiyet hakkından dolayı tek üstün yetki hükümdardaydı. Demokratik rejimlerle beraber bu da değişti. Kamu ve özel hukukun ayrımıyla beraber idare hukukuna genç bir hukuk dalı diyebiliriz. Medeni kanun, Borçlar kanunu, Anayasa, Ticaret kanunu gibi ana kanun sayılanlar haricinde kalanlar idari hukuk içerisine girer. Fakat bu geri kalan hukuk dalları idare hukukunun temel kurallarını oluşturuyor anlamına gelemez. adresinden bu konuda destek alabilirsiniz. Diğer hukuk dallarının uygulanıp uygulanmamasının denetlenmesiyle ortaya çıkan idare hukukunun doğuşu böyledir.
İdare Hukukunun Nitelikleri
İdare hukuku sadece organik idare hukuku dersek yanlış bir tanım yapmış oluruz. İdare hukuku kendine özgü olmayan diğer devlet organlarını ve idari yaptırımlarını düzenleyen bir hukuk alanıdır. Bu düzenlemenin sınırı net bir şekilde çizilememektedir. Böyle bir şey mümkün görünmemektedir. Bir işlemin hukuka aykırı olup olmadığı yine o hukuk alanından önce idare hukukunun kapsamına girmektedir. Kamu hukuku, idare hukukuna benzer bir şekilde devletin yetki alanının nasıl kullanılacağını düzenleyen bir hukuk dalıdır. İdare sahibi kişilerin o devlet içerisindeki varlıkları kamu hukuku çerçevesinde düzenlenmektedir. İdare hukuku müstakil yani otonomdur. Devletin görevleri arasında en genişi idaredir. İdare yürütmeyi tamamen kapsar. Kavramlarıyla, ilkeleriyle ve tekniğiyle idare hukuku kamu hukukunun tamamına hâkimdir. İdare hukuku gençtir ama bu kadar genç olmasına karşın hayli gelişmiştir. Kesinlikle ilkel bir hukuk dalı değildir. Uyumlara dair düzenlemeleri ve bu düzenlemelere çözümleri vardır. Otonom olması vasfı idare hukuku için hak ettiği bir vasıftır.